bugün yine doktor yolları gözüktü bana..
bazen bu saplanıp kaldığım bataklıktan hiç çıkamayacakmışım gibi geliyor..
doktorlar.. yüzleriniz neden bu kadar asık? kaybettiğim umutlarımı sizde bulmaya gelmişken hem de.. bir sürü insanın bir sürü derdi var belki kafanızda.. ama böyle nasıl yardımcı olursunuz bize bilemedim.. doktorlardan medet ummaktan bugün vazgeçtim.. yüzünüzdeki ifade daha çok acı vermeye başladı.. sorduğunuz sorular intihara sürükler nitelikte.. odaya yine bi hevesle girdim, yine cenaze gibi çıktım.. dönerken, yollar hep dardı, duvarlar üstüme geliyor gibiydi.. sıkışıyordum, sıkıştıkça patlayacak gibi oluyordum.. patlamadım.. sağ sağlim eve gelebildim.. ne mutlu?.. burası benim hem cennetim hem cehennemim.. yanlışıyla doğrusuyla benim evim..
çıkmazları kötüdür insanın, çaresizliği kötüdür..
birinin ölümünden de kahredicidir belirsizlikler..
ama insan öğreniyor ya yaşamayı bunlarla, bu bile yetiyor bazen.. peki öğrenebildim mi? hayır..
bazılarına tuhaf gelebilir ama bu hastalık bu kadar sarsıyor işte insanı içten içe.. artarda gelen depremlerin şiddetini fay hattının merkezindeymiş gibi hissediyorsunuz içinizde.. bir gün doktorlardan biri şunu demişti "bazılarına karşılaştıkları şey 1 etki ediyorsa, sen de 3 katı etki ediyor" bazılarına artçı depremler, beni yerle bir ediyor.. etmemesini nasıl isterdim bi bilseniz..
yapabileceğim tek şey şimdi biraz müzik, tütün ve çay.. yaralarımı sarmak için..
ve son söz (şimdilik)
"Yaralarım benden önce de vardı. Ben onları bedenimde taşımak için doğmuşum"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder